Her
insan vücudu zaman geçtikçe yaşlanır. İnsan ömrü her kişiye göre farklı
olmakla birlikte günümüzde ortalama 75 yıla ulaşmıştır.
Bilimciler
insanların 150 yıla kadar yaşayabileceklerine inanıyorlar. Bugüne kadar
kayda geçen en uzun insan ömrü, Japon Shigechiyo Izumi'ye aittir. Bu
kişi 120 yıl 137 gün yaşamıştır. İnsanların büyümesi, yaşlanmaları ve
ölmeleri üzerine çeşitli teoriler var. Bir teoriye göre, ömrümüz
süresince biyolojik aktivitemizde ortaya çıkan bazı kimyasal
reaksiyonlar, gün geçtikçe başta böbrek ve kalp olmak üzere sağlıklı
hücrelerimize zarar vermektedir.
Bir
başka teoriye göre ise, genetik programlamamızla ömrümüz önceden
belirlenmiştir. Program, hücrelerimiz üzerinden yaşlanmamızı kontrol
ediyor, yeterli sayıda hücre öldükten sonra organlar gereken düzeyde
çalışmıyor ve insan ölüyor. Ancak ilk çağlarda insan ömrü ortalama 30-40
yıl iken günümüzde 75 yıla ulaşması, bu savı çürütmektedir.
Bu
amaçla bilimciler, meyve sineklerinin genleri ile oynayarak daha uzun
ömürlü sinekler yaratmayı başarmışlardır. Bu uzun ömürlü sineklerin
diğerlerinden farkları oksitlenmeyi önleyen enzim nedeniyle, savunma
sistemlerinin daha güçlü olması ve yağ depolama kabiliyetleri bakımından
açlığa dayanıklı olmalarıdır.
Meyve
sineği üzerinde yapılan araştırmalar, insan ömrü konusunda ciddi bir
ipucu verememiştir, ancak genetik bakımdan insanlara daha yakın olan
fareler üzerinde yapılan çalışmaların daha gerçekçi bilgiler
verebileceği sanılmaktadır.
Bir
başka saptama da, metabolizması yüksek, yani oksijeni çok hızlı yakan
canlıların, yavaş yakanlara göre daha az yaşadıklarıdır. Örneğin,
farelerin metabolizmik hızları insandan daha yüksektir, ama nadiren üç
yıldan fazla yaşarlar.
Son
zamanlarda adlarından sıklıkla söz edilen E ve C vitaminlerinin de,
antioksidan grubunda yer alarak, yaşlanmayı çok az da olsa
geciktirdikleri gözlemlenmektedir.
İnsan
vücudunda, hücrelerin bölünerek, yeni hücre oluşturabilmelerinin de
sayısı sınırlıdır. Sonuna kadar bölünebilen tek hücre kanser hücresidir.
Dolayısıyla aslında kanserin sırrının çözülmesi insanın yaşlanma
olgusuna da ışık tutacaktır..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder